07 Kasım 2013

Honda Robotu Asimo, Kapitalizm ve Fukuşima

Japon firması Honda Motor'un ünlü insansı robotunun adı Asimo. 1986 yılında Honda'nın başlattığı robot teknolojisinin 11. serisi. Uzun çalışmalar sonucunda robot iki ayak üzerinde durabildi. Daha sonra tek ayak üzerinde duracak dengeyi sağlatabildiler. Önce yürümeyi öğrendi şimdi ise koşabiliyor Asimo. Merdivenden çıkıp inebiliyor, futbol topuna vurabiliyor, dans edebiliyor, tepside içecek taşıyabiliyor ve konuşabiliyor.

Asimo uluslararası fuarlara, yarışmalara, gösterilere sokuldu hatta Türkiye'ye de geldi. Dünya genelinde basının ve medyanın ilgi odağı oldu. Bu durum Honda firması için muazzam bir reklam sağladı. Asimo'nun böyle bir yüksek teknoloji ürünü olması Honda'nın otomobil ve motosikletlerinin de yüksek teknolojiden nasipleneceği düşüncesini doğuruyor haliyle.

Buraya kadar nasıl bir sorun olduğu anlaşılamamış olabilir. Sorun şurada ki Fukuşima nükleer santrali kazaya uğrayıp soğutma sistemi devre dışı kaldığında sadece helikopterler ile taşıdıkları suyu santralin üstüne dökme yoluyla nükleer çubukların ısınmasını engellemeye çalışabildi Japonlar. Uzaktan kumandalı ve su hortumu taşıma özelliği olan, bırakın iki ayaklı olmayı dört tekerlekli robotları bile yoktu Japonların. Asimo'nun geliştirilmesi için harcanan paranın ve teknolojii birikiminin çok küçük bir bölümüyle yapılabilecek görece basit bir robotun büyük faydalar sağlayabileceğini iddia etmek için uzman olmaya gerek de yok sanırım.

Birkaç yüz Japon mühendisi ve teknisyeni hayatlarını feda ederek nükleer sızıntının olduğu santrale girdiler ve elektrik aksamlarını onarmaya çalıştılar. Asimo'ya çok daha hassas işler yaptıran teknolojinin Fukuşima'da bazı işleri yapamayacağını iddia etmek zor olsa gerek.

Bu noktada Honda'yı suçlayamayız kuşkusuz. Kapitalist sistem içindeki bir firmanın ne yapması gerekiyorsa Honda'da onu yapmıştı. Yüksek kar elde etmek için iyi bir reklam stratejisi çizmesi gerekiyordu. Reklam stratejisinde uluslararası fuarlarda, gösteri merkezlerinde sergileyebileceği türden medyatik bir ürüne yöneldi ve Asimo'yu geliştirdi.

Japonya sık ve şiddetli depremlerin yaşandığı bir ülke. Buna rağmen Fukuşima santralini işleten özel firmanın yeterli önlemleri almamış olduğunu da gördük.

Japon kapitalistlerinin neden yeterli önlem almadığını kar güdüleri ile açıklayabiliriz. Peki Japon sosyal devleti neredeydi, neden kazayı öngöremedi, önlem alamadı?

Çünkü ülkenin gerek mali kaynakları gerekse bilgi ve teknoloji birikiminin büyük bir bölümü özel firmaların elinde. Dahi bilim insanları, usta teknisyenler dünyanın diğer pek çok yerinde olduğu gibi orada da büyük özel firmalar tarafından kapılıyor, yüksek ücretlerle transfer ediliyor. Dolayısıyla devletin sosyal vasfını layıkıyla yürütecek yeterli ve nitelikli kaynak azalmış oluyor. Nitelikli emek gücü kapitalistlerin kar amaçlı yatırımlarında kullanılıyor.

Mali kaynakların ve nitelikli emeğin kapitalistlerin elinde kar hedefli kullanımı yerine toplumsal ihtiyaç ve riskler çerçevesinde kullanılması gerekiyordu. Bu sağlanmış olsaydı söz konusu kazanın olmayacağı elbette garanti edilemezdi ancak toplumun kaynaklarının toplumsal amaçlar doğrultunda kullanımına yönelik perspektif bu ihtimali düşürecek idi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder