28 Kasım 2013

Ali İsmail Korkmaz'ın Ölümüne Sebep Olan Liberal-Postmodern Eylemlilik

Hatırlanacağı üzere İstanbul'da başlayan Gezi Direnişi'ne yurdun büyük bir bölümünden destek gelmiş ve Eskişehir'de yapılan bir gösteri yürüyüşüne polisin saldırması sonucu ara sokaklara dağılan göstericilerden biri olan Ali İsmail Korkmaz kıstırılarak ve darp edilerek öldürülmüştü.

Peki, Ali İsmail Korkmaz'ın içinde bulunduğu gösteri topluluğu onun ölümüne sebep olmayacak şekilde düzenlenemez miydi? Son kertede Ali İsmail Korkmaz'ın ölüm sebebi resmi ve sivil faşistlerin saldırısı olsa da bu bizlerin o nihai kerteye giden yolda ara basamaklara, hazırlayıcı ortama müdahil olamayacağımız anlamına mı gelir?

Gezi Direnişi yurt genelinde çoğu zaman örgütlü olarak değil kendiliğinden (spontan) gerçekleştirildi. Bunun anlamı eylemleri organize eden, yönlendiren bir parti veya siyasi örgütün olmaması. Gezi Parkı'nda yapılan bir anket de katılımcıların büyük bir bölümünün bir parti veya örgüte bağlı olmadıklarını doğruluyor. Örgütlenemeyen ve merkezi bir irade yaratamayan topluluklar örneğin polis saldırısı olduğunda kitlenin ne yapacağı, geri çekilip çekilmeyeceği,  dağılmak mı gerektiği yoksa tekrar toparlanmak üzere bir noktaya mı yönlenilmesi gerektiği gibi konularda sıklıkla ortak irade gösteremedi.

Ali İsmail Korkmaz'ın içinde bulunduğu topluluk da polis saldırısı olduğunda örgütlü bir eylemlilik içinde bulunulmadığından dolayı farklı yönlere dağıldı. Topluluğu belli bir yönde geri çekilecek bir yere doğru yönlendiren merkezi bir idare yoktu. Dolayısıyla küçük gruplar halinde hatta bireysel olarak ara sokakalara dağılındı ve güç birliği bozuldu. Bunun yarattığı zafiyet ise bildiğimiz trajik sona yol açtı.

Direnişler neden örgütlü yapılamadı sorunun pek çok yanıtı olabilir. Örneğin 12 Eylül faşizminin yarattığı örgüt fobisini sayabiliriz. Cuntacılar sömürü düzeni karşısında en büyük tehlikeyi halkın örgütlenmesi olarak gördüğü için örgüt ve şiddeti özdeşleştirdi. Kendilerinden sonra gelen neoliberal hükümetler de kendi programlarını daha rahat yürütebilmek için bu mirası sahiplendiler. Günümüzde "örgüt" sözcüğü pek çokları için hala şiddeti çağrıştırıyor.

Diğer yandan bireyciliği hayatın merkezine alan liberal anlayış örgütlenme üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor. Bir örgüte bağlı olmak, içinde bulunduğumuz neoliberal dönemde kişinin özgürlüğü için bir tehdit olarak algılatılmak isteniyor. Başı boş ve anlamsız bir hayat süren "özgür", toplumsal amaçları olan ve bu amaçlar için bir örgütlülük içinde yer alanlar özgürlüğünü kaybetmiş gibi gösteriliyor. Bu postmodern söylemler merkez yerine periferi, ilkelilik yerine kendiliğindenliği öne çıkarıyor.

Örgütlenme eksikliği Gezi Direnişi'nin en önemli eksiği idi. Bu eksiklik direnişin istenilen hedeflere ulaşması önünde bir engel oluşturdu. Ali İsmail Korkmaz'ın trajik sonuna giden yolda döşenen köşe taşlarından da biriydi. Kuşkusuz örgütlü bir mücadelede de ölümler yaşanabilir ve yaşanmıştır da. Ancak karanlık bir ara sokakta tek başına bir kurt sürüsünün içine düşmek daha dramatik olsa gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder